Drakula'nın Efsanesi
Kont Dracula, özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Vampir olduğuna inanılır. Çok kan dökmesi buna sebep olmuştur.
Esirlerin derilerini yüzdürerek üzerine tuz sürdürüp keçilere yalatmak, kendisine gönderilen Osmanlı elçilerinin çıkartmak istemedikleri sarıklarını kafalarına çaktırmak, annelerin memelerini kestirip yerlerine çocukların başlarını sokturmak gibi akıl almaz işkence usullerini icat etmiş vahşi bir liderdir.
Fatih Sultan Mehmed tarafından yakalanmaya çalıştıysa da kaçmayı başarmış, nihayet kendi adamlarından biri tarafından 1462 yılında öldürülmüştür.
Drakula'nın şatosu olarak bilinen Karpat dağlarındaki Bran Şatosu bugün hala ziyarete açıktır. Biz de bir yandan Dracula’nın şatosunu gezerken, bir yandan da onun kanlı tarihine, vahşi işkencelerini göz atalım…
Osmanlılar’a yenilen babası rehin olarak Kont Drakula’yı Osmanlılar’a vermişti.O yüzden yaşamının bir kısmını Osmanlılar'ın elinde tutsak olarak yaşadı. Osmanlılar'ın egemenliğini kabul ederek Eflak'ın başına geçti.
Sonra yeniden Fatih Sultan Mehmed’e başkaldırır. Ve üzerine yürüyen 20 bin Türk’ü kazıklara çakarak öldürür.
Buna kızan Fatih bizzat ordunun başına geçerek Vlad’a karşı sefere çıkar.Türk askeri Targoviste'ye ulaştığında Sultan Mehmed ve askerleri yaklaşık 5 kilometre boyunca kazıklarla dizili kadın erkek ve çocuk cesedinin yanından geçerler.
Ancak Drakula çoktan kaçmıştı. Üstelik kaçarken de tüm kuyuları zehirledi, ekinleri yaktı.Hayvanları bile öldürttü. Hapishanelerdeki mahkumları, cüzzamlı ve vebalıları salıverdi ve Türklerin arasına karışmaya teşvik etti.
Mahmut Paşa'nın hatıratına göre çok uzun mesafeler boyunca asker içilecek bir damla bile su bulamadı. Sıcak dayanılır gibi değildi.
1474 yılında komutasına geçtiği bir askeri birlikle eflak beyliğini tekrar ele geçirmek üzere harekete geçer. Ancak bu olay Vlad'ın şimdi bile tam açıklığa kavuşmamış gizemli bir şekilde ölümüyle sonuçlanır.
Ölümü şöyle hikaye edilmektedir: "Dracula'nın ordusu Türkleri amansız bir şekilde keyifle öldürmeye başlamıştı. Dracula Türkleri öldürmekte olan askerlerini daha iyi görebilmek için bir tepeden aşağı doğru (askerleri ve arkadaşlarından ayrı bir şekilde) inmekte iken bazı askerleri onu Türk sanmıştır.
Biri mızrağını saplar. Kendi askerlerinin kendisine saldırdığını gören Dracula kılıcıyla suikastçılarından beşini öldürür. Ancak aldığı çok sayıda mızrak darbesiyle sonunda öldürülür.
Dracula’nın hayatı sonradan Bram Stoker'ın Drakula romanına ve Drakula filmlerine konu olmuştur.